Vasi Davası Nasıl Açılır?

Vasi Davası Nasıl Açılır?

Vesayet altında bulunan kişinin kendisi ile ilgili farklı işlemler konusunda bu işlemleri düzenleme ve değiştirme yetkisine sahip olan kişi kanunlar çerçevesinde vasi olarak tanımlanmıştır. Kişinin vasilik görevinin oluşması veya bu görevden alınması ile ilgili olan tüm işlemler vesayet makamları tarafından yapılmaktadır. Vasi Davası Nasıl Açılır sorusuna cevap olan süreçlerin takip edildiği bu durumların yanı sıra aynı zamanda kişiler gereken bazı hallerde ilgili makamlardan izin almak için de tüm vesayet işlemlerini yasal bir düzen içinde sürdürmek zorundadır.

Hasımsız açılabilen vasi davası, vesayet altında bulunacak olan kişinin yerleşim yerinde görevli olan ilgili sulh hukuk mahkemesinde açılabilmektedir. Vesayet işlemleri ile ilgili işleri yürüten kurum vesayet daireleri; kişiler ise vasi ve kayyımlar olmaktadır. Vesayet makamları kamu vesayetinin oluştuğu durumlarda vesayet için sulh hukuk mahkemesi ve denetim için de asliye hukuk mahkemesi olmaktadır. Özel vesayette ise işlemlerin kurulduğu makam ilgili denetim makamı olmaktadır.

Vesayet işlemleri hakkında Vasi Davası Nasıl Açılır ve buna neden ihtiyaç duyulur, bu konuda bilgi sahibi olmak için vesayet halini gerektiren durumların iyi bilinmesi gerekir. Kişinin kendi görüşleri sorulmadan veya savunması alınmadan vasilik görevinin oluşması adına kötü hayat tarzı, alkol kullanımı, savurganlık gibi sebeplerle vasi davasının açılması mümkün olmamaktadır. Fakat bunun yanı sıra resmi sağlık kurumları tarafından akli sağlığının bozuk olduğuna dair bir rapor alınmış kişiler için kişinin kendisinin dinlenilmesine ihtiyaç duyulmadan karar verilebilmektedir.

Vesayet işlemlerinin talebini isteyen kişiler yerleşim yerini değiştiremezler. Bu durumda yeni yerleşim yerinde görevli olan uygun vesayet makamları tarafından davanın devralınması gerçekleşir. Vesayet makamları vasilik görevinin bir kişiye verilmesinde öncelikle kişinin yakınlarından başlayarak ergin durumda olan bir kişiyi vasi olarak atamaktadır. Vasilik görevini bu şekilde almış olan kişilerden yerleşim yerinde bulunan kişiler vasilik görevini kabul etmek zorundadırlar.

Kimler Vasi Olur, Kimler Olamaz?

Vesayet işlemlerinin gerekmesi kişinin keyfiyetine bağlı olarak mümkün olmamaktadır. Bu yüzden yasalarla belirlenmiş olan gerekli şartların sağlanması gerekmektedir. Küçüklük, akli dengenin bozuk veya hasarlı olması, çevreye zarar veren yönde kötü bir yaşam tarzına sahip olunması, tutukluluk ve mahkumiyet gibi özgürlüğü bağlayıcı bir cezanın ortaya çıkması ve vesayet altında bulunacak kişinin kendi talebi doğrultusunda vesayet işlemlerinin yapılması mümkün olmaktadır.

Vasilik görevini bazı sebeplerden dolayı yapamamak mümkündür. Kanunlarla kesin olarak belirtilmiş bu kişiler kısıtlı ve yasaklılar, haysiyetsiz yaşam tarzına sahip olanlar, vasi atanması ile ilişkisi bulunan makamların hakimleri bu konuda vasilik görevini ellerine alamazlar. Ayrıca vasi olarak atanacak kişinin vesayet işlemlerini gerçekleştiren kişi ile arasında çatışma bulunması da bu konuda kesin kararın verilmesini sağlar. Bunun dışında kimileri içinde vasilik görevinin geri çevrilebilmesi mümkün olmaktadır. 60 yaşından büyük olanlar, özür veya hastalık sebebi ile vasilik görevinin sorumluluklarını yerine getiremeyecek olan ve dörtten fazla sayıda çocuk üzerinde veli konumunda bulunan kişiler kendi istekleri doğrultusunda vasilik görevlerini geri iade edebilmektedirler. Bunlara ek olarak Cumhurbaşkanı, Bakanlar kurulu ve TBMM üyeleri ile hakim ve savcı olarak görevinin başında olan kişiler de vasilik görevlerini almama hakkına sahip olmaktadır. Vasilik görevi birden fazla sayıda kişi üzerinde alınabileceği gibi bu durumlarda kişi vasilik görevini almama hakkına da sahip olmaktadır.

Vasilik görevinin verilmek üzere uygun vasi bulunmadığı takdirde vesayet makamları en kısa sürede vasi atanmasını gerçekleştirmek zorundadır. Vasilik görevine getirilen kişi kararın verilmesinin ardından on gün içinde istiyorsa itiraz hakkını kullanabilmektedir. Fakat vesayet makamları bu itirazı yeterli görmediği takdirde kişinin vasiliğini sona erdirip yeni bir vasi atayarak bu durumu denetim makamına bildirmektedir. Vasilik görevlerini terk edip yeni bir vasinin atanmasını bekleyen bir kişi bu geçici süre boyunca görevi kabul etmese dahi görevin sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır.

Vasinin Yapması Beklenen Görevler

Vasilik görevini üzerine alan kişi vesayet altında bulunan kişinin eşyalarının saklanması, paralarının gerekli yerlere yatırılması, işletmelerinin yürütülmesi ve malvarlığı içine dahil olan ve üzerinde bulunan tüm taşınır ve taşınmaz malların satılması konusunda yetkiye sahip olmaktadır. Vesayet altında bulunan kişinin verdiği izinler ölçüsünde sınırları daraltılıp genişletilebilen bu yetkilerin yanında kefillik, kurum kurmak ve bağışta bulunmak konularında vasinin işlem yapabilmesi için herhangi bir yol bulunmamakta ve bu durumlar kesin olarak yasaklanmaktadır.

Vesayet Altında Bulunan Kişinin Karar Verebileceği Noktalar

Vesayet altında bulunan kişi vasilik görevlerinin sınırlarının belirlenmesine ilişkin olarak izin verme ve onama yetkisine sahip olmaktadır. Bu sayede vasi sahip olduğu yükümlüklerden hak kaybedebilmekte veya kazanmaktadır. Mahkemeler aracılığı ile yürütülen onanma süreçlerinde taraflar için olumlu kararlar verilmediği takdirde karşı taraf onamaya konu olan sebep hakkında sorumlu olmaktan kurtulur. Onama sonucunda bu zamana kadar geçen süreç içinde malvarlıkları ile ilgili olarak gerçekleşmiş tüm zararların karşılanması ve geri iade edilmesi de gerekmektedir. Eğer fiil ehliyete sahip olma konusunda vasilik görevinde yanıltıcı bilgiler kullanılmışsa buradan doğan zararlar da sorumluluk sebebi olmaktadır.

Vesayet işlemleri kanunlar çerçevesinde vasilik görevinin iki yıl sürmesi ile sınırlandırılmıştır. Eğer vasiliğin devam etmesi konusunda taraflar fikir birliğine sahipse iki yıllık süreler boyunca bu durum yenilenerek sürdürülebilir. Bu süreç boyunca vesayet altındaki kişi görevin sona erdirilmesine dair karar verebilir. Ayrıca vasinin de dört yıllık görevi sonrasında vasilik görevini bırakma hakkı bulunmaktadır. Vasilik görevini yürüten kişi bir de görev sırasında ücret talep etme hakkına sahiptir. Vesayet altında bulunan kişinin malvarlığına ilişkin belirlemeler sonrasında ortaya çıkan değerde ücretlendirmelerin vasiye ulaştırılması gerekir. Eğer kişinin bu ücreti karşılayacak durumu bulunmuyorsa bu konuda Hazine üzerinden vasiye gerekli hesaplamaların yapılmasının ardından ödeme yapılmaktadır. Vesayet işlemleri ile ilgili tüm uygulamalar ve düzenlemeler vesayet makamlarına şikayet hakkının bulunması ile koruma altındadır. Taraflar gereken hallerde itiraz haklarını kararların tebliğ edilmesini takiben on gün içinde denetim makamlarına karşı kullanmalıdırlar.

Vesayet Makamı ve Denetim Makamının İzni Ne Zaman Gerekir?

Vasi atanması işlemleri için yapılan Vasi Davası Nasıl Açılır sorusunun bilgilendirilmesinde mutlaka özenle dikkat edilmesi gereken nokta makamlardan izin alınarak işlem yapılması gereken durumlardır. Denetim makamından daha önce başvurulan vesayet makamında taşınmaz ve taşınırlara ilişkin olarak tüm alım, satım, devir ve rehin etme işlemlerinin üzerinden izin alınması gerekmektedir. Bunların yanı sıra ödünç alma ve verme, önceden düzenlenmiş olan sınırların dışına çıkan yapı işleri, kambiyo taahhütleri ile ilgili yapılan işlemler ve hayat sigortası yapılması durumunda da vesayet makamlarından izin gerekmektedir. Bunlara ek olarak bir ürün üzerinde bir yıl veya daha uzun süreyle ya da bir taşınmaz üzerinde üç yıl veya daha uzun süreyle sözleşme yapılması da kesinlik izine bağlı olarak yapılmalıdır. Vesayet altında bulunan kişinin miras paylaşımları ve bu miraslarla ilgili yapılacak tüm düzenleme ve değişiklik işlemleri de vesayet makamları tarafından iznin alınması şartını doğurmaktadır.

Mirasın elde edilmesi veya reddedilmesi gibi malvarlığına etki edebilen durumlarda vesayet makamlarının iznine ek olarak denetim makamlarının da izninin alınması gerekir. Bunların dışında vesayet altındaki kişini vatandaşlığını değiştirme, evlat edinmesi veya edinilmesi, kişinin ergin hale gelmesi durumlarında da vesayet makamlarına ek olarak denetim makamlarından da izin alınması gereklidir. İşletmelerle ilgili olarak işletmelerin elden çıkarılması veya yeni bir ortağın paydaş edilmesi ile yeni bir işletme ya da sermayeye ortak olunması konularında da denetim makamlarından izin gerekmektedir. Tüm bunlara ek olarak vasilik görevini yürüten kişinin yükümlülüklerinin sınırlarının belirlenmesinde de iki taraf arasında yapılan tüm sözleşmeler denetim makamlarının izinleri doğrultusunda yapılmalıdır. Gerekli izinler alınmadığı takdirde vesayet altında bulunan kişinin yaşayabileceği tüm kayıplardan vasi sorumlu olmaktadır. Eğer vesayet makamları tarafından verilen kararlarla ilgili olarak sorunlar ortaya çıkarsa bu konuda zararların karşılanması görevi devlete ait olmaktadır. Bu aşamada zararın ortaya çıkmasında etkisi bulunan vesayet organlarında görevli kayyım veya yasal danışmanlardan kaynaklanan tüm zararların da karşılanması devletin yükümlülüğündedir. Devlet bu işlemleri yürütürken en yakın asliye mahkemesini bu konuda yetkilendirir.

Vasilik Görevi Nasıl Sonlanır?

Vasilik görevinin sonlanabilmesi için temel şart vasi olarak görev yapan kişinin kendisinde meydana gelen fiziksel değişmelerdir. Kişi fiil ehliyetini kaybettiği takdirde veya bu kişinin ölümü durumunda doğal olarak vasilik görevi sona ermektedir. Bunun yanı sıra doğal yoldan görevin bitmesi bir de vasilik görevinin sona ermesi ile gerçekleşir. İki yıllık görev süresinin ardından tekrar bir iki yıl görev süresinin uzatılması yönünde karar verilmezse bu konuda vasilik görevi süre sonunda tamamlanmış sayılır. Küçük yaşlarda olanlar söz konusu olduğunda vesayet kişinin ergin niteliğini kazanması ile mümkün olur. Mahkeme tarafından bu sürenin tamamlanacağı tarih belirtilir ve daha önceden ilan yolu ile küçüğe bildirilir. Tutukevlerinde veya cezaevlerinde bulunan kişilerin üzerindeki vesayet ise bu kişilerin özgürlüklerine kavuşmak üzere serbest bırakılmaları ile gerçekleşir. Özgürlüğüne kavuşmuş bir kısıtlıda da aynı durum gözetilerek vesayeti oluşturan sebebin ortadan kalkmasına dayanarak vasilik görevinin sona erdirilmesine karar verilir. Akli dengesi ile ilgili sorunlar bulunan kişilerin üzerindeki vesayette belirleyici etken kişinin hakkında hazırlanmış olan bir sağlık raporudur. Bu rapor doğrultusunda kişinin eski sağlığına kavuştuğu tespit edilip belgelendiği takdirde vasilik görevinin sona ermesi mümkün olur. Yaşam tarzına ilişkin olarak vasilik görevinin başlatıldığı durumlarda vesayetin sona ermesi için kişilerin son bir yıl içerisinde vesayete sebep olan davranışlarını tekrar etmemiş olmamaları önemlidir.

Vasilik görevinin ortaya çıkmasına neden olan bu sebeplerin yanı sıra vasilik görevini yerine getiren kişilerin kendilerinden de kaynaklı olarak vesayetin kalkması sağlanabilir. Vasilik görevinin yerine getirilmesi gereken yükümlülükleri konusunda fiziksel olarak veya taraflar arasında ortaya çıkabilecek sorunlar neticesinde vasi görevden bıraktırılmasını talep edebilmektedir. Fakat bu süreçte vasilik görevinde vesayet altında bulunan kişi için tehlike doğuracak bazı sonuçların oluşması söz konusu olmuşsa vasi görevine devam etmek zorundadır.

Vasinin Görevini Bıraktırmaya Sebep Olan Etkenler

Vesayet makamı tarafından yapılan incelemeler sonucunda vasilik görevini yürüten kişinin ilgilenmesi gereken vesayet işlemleri ile ilgili olarak gerekli yükümlülüklerini yerine getirmediği kanısına varılırsa bu konuda mahkeme vasiyi görevinden alabilir. Yine bu nedenle vesayet altındaki kişinin malvarlığına ilişkin olarak bazı tehlikelerin ortaya çıkması da mahkemenin bu konu görevin bıraktırılması konusunda karar vermesinde etkili olmaktadır. Mahkemeye durum iletilmeden önce vesayet altındaki kişi de kendisi gerekçesini ortaya koyarak vasinin görevden alınması için mahkemeye başvurabilmektedir. Bu aşamadan sonra vesayet makamları gerekli tahkikatları yaparak vasinin görevden alınması ile ilgili kararı vermektedir. Fakat vesayet altında bulunan kişi için acil yapılması gereken ve önemle üzerinde durulması gereken konular bulunduğu takdirde bu konuda vasiye uyarıda bulunulmaktadır. Yetkili makamların son kararına karşı taraflar on gün içinde itiraz haklarını kullanarak denetim makamlarına itirazlarını ulaştırabilirler. Gerekli olması halinde duruşmalar yapılıp taraflar da dinlenerek denetim makamının bu konuda karar vermesi beklenir.

Vasilik Görevi Sona Erince Ne Olur?

Düzenli olarak vesayet altındaki kişinin malvarlığına ilişkin raporlama ve hesaplama işlemi yapan vasiler, görevlerini bırakmadan önce bu konuda son rapor ve hesaplama işlemlerini yapmalıdırlar. Tüm belgelerle birlikte kişinin bu konuda ortaya koyduğu son dokümanların da incelenmesi vesayet makamları tarafından yapılır ve onaylanır. Ardından tüm belgelerin yeni vasiye veya malvarlığının sahibi olan mirasçı kişilere verilmesinin ardından vasilik görevinin sonlandığına dair karar mahkemece çıkarılır. Bu aşamadan sonra mirasçılar, yeni vasi, vesayet altında bulunan kişi için tazminat davası açma haklarının bulunduğu belirtilir. Eğer hesapları gerçekleştiren görevi sonlandırılmış vasinin işlemleri ile ilgili sorunlarla karşılaşıldığı takdirde hesapların onaylanmasına ilişkin ret için itiraz edilebilir. İtiraz haklarının da bulunduğunu içeren bir metinle hazırlanmış tebliğ taraflara ulaştırılır. Bu aşamadan sonra vasilik görevini yürüten kişinin tüm görev ve sorumluluklarından çıkmış olduğu da açıkça yasalarla korunmaktadır.

Vasi davaları aile mahkemelerinin sorumluluğunda olan davalardır. Bu davalara genelde aile hukuku avukatları bakmaktadırlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir